İlk devlet şeklinin ortaya çıktığı ve yaklaşık 7 bin yıllık geçmişe sahip Arslantepe Höyüğü‘nün bir kısmı 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde zarar gördü. Kazı ekibi, bunun üzerine bölgenin farklı yerlerini kazarken bazı buluntuları da gün yüzüne çıkardı.
Arslantepe Höyüğü Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Francesca Balossi Restelli, 1996’dan bu yana Malatya’daki kazılara katıldığını, bu alanın artık ikinci evi olduğunu söyledi.
“ARSLANTEPE’NİN EN ESKİ TABAKALARINDA ÇALIŞIYORUZ”
6 Şubat’taki depremlerden 3 hafta sonra bölgeyi, çalışanları görmek için Malatya’ya geldiğini belirten Restelli, afette höyüğün biraz hasar gördüğünü tespit ettiklerini, depremlerden dolayı kazı ve araştırma programını değiştirdiklerini ifade etti.
Restelli, şöyle konuştu:
“Kazılara haziranda başladık. İlk iki ay depremden dolayı düşen toprağı temizlemek için çalıştık ve temizledik. Kazılara tepede devam ediyoruz. Kazılarımızı, tepeyi güvene almak için burada yürütüyoruz. Çünkü daha sert bir toprak bulmak istiyoruz. Buradaki tabakaları kazarak aşağı tabakalara iniyoruz. Kazdıkça ve yeni tabakalar buldukça eserleri de alarak eski tabakaları kaldırıyoruz. Burada ilk Orta Çağ mezarlığı bulduk. 60’tan fazla mezar çalıştık, kazdık. Hem yetişkin hem çocukların mezarları. Bazı mezarlarda süsleme objeler vardı. Ondan sonra mezarlığın altında Roma dönemine ait bir bina bulduk, boş maalesef ama çok enteresan bir bina. Şu anda Orta Tunç tabakalara geldik. Bir çalışma alanı bulduk, silolarla, ocaklarla dolu ve onu daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Başka bir açmayı tepenin kuzey tarafında yaptık. Kuzeyde daha önceki kazı planımıza göre gidiyoruz. Orada Arslantepe’nin en eski tabakalarında çalışıyoruz ve şu an kerpiç evler bulduk. Ay sonuna kadar kazılarımız sürecek.”
KERPİÇ SARAY İÇİNDE RESTORASYON YAPILIYOR
Arslantepe’de bulunan dünyanın en eski kerpiç sarayının içinde restorasyon yaptıklarını anlatan Restelli, depremden dolayı çok fazla toprağın en yüksek tabakalardan sarayın üzerine düştüğünü belirlediklerini söyledi.
Restelli, bu toprağın binaya hiçbir hasar vermediğini ifade ederek, “Toprağı kaldırdık ve altında bina sağlam kalmıştı. Bu çok iyi bir şey. Geç Hitit dönemine ait sur duvarı var tepenin kuzey tarafında, burası biraz hasar gördü. Onun bir parça taş temeli yıkıldı ve biraz kerpiçte sıkıntı var. Orada temelleri korumak ve sertleştirmek için çalışıyoruz. Ondan sonra restoratörler kerpiçte koruma yapacaklar. Yalnız en büyük hasarı bizim kazı evi gördü. Orada tamirat yaptık ama henüz bitmedi, devam ediyor” diye konuştu.